Google’ın Türkiye’deki Android operasyonu ile ilgili almış olduğu karar, internet devinin planladığı gibi gitmiyor.
Rekabet Kurumu ve Ticaret Bakanlığı’nı hedef alan bildirinin kamuoyuna yansımasından sonra hem tüketicilerden hem de kurumlardan gelen tepkiler, çıkmaza girildiğini gösteriyor.
Basın mensuplarına gönderilen kısa açıklama, Android işletim sistemine sahip telefon kullanan kişiler için tepkiyle karşılanmış durumda.
Her ne kadar açıklama içerisinde var olan müşterilerin bu karardan etkilenmeyeceği belirtilse de tüketiciler, yeni alacakları telefonu da hesap ederek, anlaşmazlığın göbeğinde bulunan bir işletim sistemi kullanmak istemiyorlar.
Muhatap alınan resmi kurumlar arasında bulunan Ticaret Bakanlığı, zamanında bu baskıların ve meydan okumaların daha fazlasına maruz kalmış bir yapı olarak, Google’ın bu meydan okumasında geri adım atacak gibi durmuyor.
Gelinen bu noktanın, Google’ın tamamen kendi inisiyatifinde olmadığını düşünüyorum.
Amerikalı bir şirket olarak Google’ın, doğduğu ülkenin çıkarlarına hizmet etmek konusunda nasıl rol alacağını hesaplamak için kısa zaman öncesinde Huawei ile yaşanan krizi hatırlamak, bu durumun anlaşılmasında yardımcı olacaktır.
Bu yazıyı kaleme aldığım zamanlarda, henüz kamuoyuna yansımayan gelişmeler konusunda bazı bilgiler vermek isterim. Gelinen nokta, Google’ın hiç hesaplamadığı ve hoşnut da olmadığı bir konumda.
Özetle, atılan bu adımdan dolayı Google tarafında pişmanlık söz konusu olabilir.
Samsung Türkiye gibi Google’ın en büyük iş ortaklarının, bu meselenin çözülmesi için bazı bakanlıklardan talep ettiği acil randevular, en azından bu pişmanlığın bir göstergesi olarak okunabilir.
Rekabet Kurumu’nun istediklerini özetlemek çok basit; Avrupa’da ne yapıyorsan, Türkiye’de de yap. Google, yanlış iletişim stratejisi nedeniyle iyileştirmeleri anlatmak isterken başarılı olamamış gibi duruyor.
Gelinen noktada, her iki taraf da tüketicilerden tepki almaya devam ediyor. Hem Google hem de Rekabet Kurumu, tüketicilerin tedirgin olmalarından rahatsız.
Çıkan haberlerin altındaki yorumların çoğunda, Apple’a geçmenin mantıklı bir karar olacağını savunanların sayısı hiç de az değil. Türkiye’de her ay ortalama 1 milyon akıllı telefon satılıyor. Telefonların yenilenme sıklığı ise, birçok Avrupa ülkesinin üzerinde.
Google, bu pazarda kan kaybetmek istemiyor. Ancak, izlediği iletişim stratejisinin yanlışlığı, bu kötü gidişatı hızlandıracak gibi duruyor.
KKTC’nin kuzeyinde aranan enerji kaynakları ve Suriye’nin kuzeyinde gerçekleşen Barış Pınarı harekatı sonrasında birçok devlet tarafından uygulanması düşünülen ekonomik baskılara karşı birleşmiş olan bir ülkede, tansiyon böylesine yüksekken çok daha küçük bir mesele için meydan okumak, internet devine faydadan çok zarar verecek gibi duruyor.
Aldığım duyumlara göre Rekabet Kurumu, bu konuda geri adım atmak istemiyor ama orta yolu bulmak adına iletişimi koparmak da istemiyor. Google’ın, Avrupa’daki kadar şiddetli olmasa da rakiplerine de olanak sağlaması ve tüketicilere seçenek sunması konusunda ısrarcı olacak gibi görünüyor.
Orta Doğu’da işler, Avrupa ve Amerika’daki gibi yürümüyor.
Bu zamana kadar, bugün yaşananlardan daha büyük krizleri yöneten kurumsal iletişim ekibini ve tepe yöneticilerini dağıtmış olan Google Türkiye ofisinin, gecikmeli de olsa bir şekilde bu sorunu da çözeceğini umut ediyorum ve iyimser olmak istiyorum.
Haftalarca kapalı kalan YouTube, benzer bir iletişimle yeniden açılmıştı. Tam bunları düşünürken, aklıma Wikipedia geliyor ve acaba demeden de duramıyorum.
Görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın.